Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Doğanay: Sokağa çıkma yasağının gerekli olduğunu düşünmüyorum

Türkiye'de yeni tip koronavirüs vaka sayısı her geçen gün artarken, sokağa çıkma yasağı tartışmaları gündeme gelmeye başladı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Doğanay, 'Türkiye çapında bir sokağa çıkma yasağının gerekli olduğunu düşünmüyorum' dedi.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Doğanay: Sokağa çıkma yasağının gerekli olduğunu düşünmüyorum
23 Mart 2020 - 17:54

Çin'den tüm dünyaya yayılan ve Türkiye'de de görülen yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle şu ana dek 30 vatandaşımız hayatını kaybetti, vaka sayısı ise bin 236'ya yükseldi. Ölü ve vaka sayılarının her geçen gün artmasının ardından en çok sorulan sorulardan biri de "Sokağa çıkma yasağı ilan edilecek mi?" oldu. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Doğanay, tüm vatandaşların merak ettiği soruya,"Türkiye çapında bir sokağa çıkma yasağının gerekli olduğunu düşünmüyorum" yanıtını verdi.

"HER EVREDE ALINACAK ÖNLEMLER FARKLIDIR"

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Doğanay, Tarafsız Haber Ajansı'na özel açıklamalarda bulundu. "Hastalıktan korunma önlemlerine ne kadar sıkı uyarsak, bundan sonraki dönem de daha kontrollü gidebilir, ama uyulmaz ise hastalık yurt çapında kontrol edilemez hale gelir" uyarısını yapan Doğanay, şu ifadeleri kullandı:

"COVID-19" solunum yolları ile bulaşan hem bölgesel hem de kıtalar arası hızlı yayılan yeni bir enfeksiyondur. Hastalık şu an bütün kıtalara yayılmış, pandemi düzeyindedir. Bir salgın başladığı zaman alınacak tedbirler dinamik ve kademelidir. Her evrede alınacak önlemler farklıdır. Türkiye, dünyanın içinde bulunduğu COVID-19 pandemisi için önlem tedbirlerini, başlangıçtan itibaren aldı. Bunun karşılığını da gördü; böylece hastalık ülkemize Mart'ın ikinci yarısında girdi. Hastalığın ülkemize girmesinde; yurt dışından gelen ve karantina önlemlerine uymayan, ziyaretçiler veya vatandaşlarımız, umre ziyaretinden dönenler, diğer ziyaretçilerin rol oynadığı öngörülebilir"

SALGININ ÇIKIŞ NOKTASI VUHAN'DAN ÖRNEKLER VERDİ

Tarafsız Haber Ajansı'na konuşan Doğanay'ın açıklamaları şöyle: 

"Ülkemiz şu an bir salgın dönemi yaşamaktadır. Bu aşamada, bu salgından en az enfeksiyona yakalanma ve en az insan kaybı ile çıkmanın yolu aranmaktadır. Önümüzdeki yaşanmış Çin örneği vardır; Çin'de ne oldu? Vuhan'da salgın Aralık 2019 tarihinde başladı. Alınan sıkı önlemler ile, bugün yeni enfeksiyon görülmez hale geldi. O dönemde Vuhan şehrinde ve Hubei eyaletinde insan giriş-çıkışlarına katı sınırlamalar getirildi, insanlar evlerine kapandı, insanların birbiri ile teması minimal düzeye indirildi. Solunum yolları ile hastalık bulaş önlemleri ve el hijyeni konusunda yoğun bir bilgilendirme yapıldı.

Solunum yolları ile bulaşımın önlemine, el hijyenine insanların asgari uyumu sağlandı. Hastalara erken tanı konularak, kısa sürede izolasyonları ve tedavileri sağlandı. Enfeksiyonun yayılımını önlemek için tedbirler hızlı ve sıkı uygulandı. Sağlık hizmetleri en üst düzeye çıkarıldı, kısa sürede hastane yatak kapasiteleri genişletildi, yedek sağlık personeli devreye sokuldu. Bu tedbirler ile Hubei eyaletinde enfeksiyon üç aylık süre içerisinde kontrol altına alındı. Şimdi de Çine, dışarıdan gelebilecek enfeksiyon için sınırlamalar getirildi. Önümüzde hastalık kontrol ve önlemi için Çin tecrübesi son derece önemlidir.

"TÜRKİYE SIKI ÖNLEMLER ALDI"

Türkiye'de, hastalığın Çin'de görülmesinden itibaren sıkı önlemler alındı; hastalık görülen ülkelere uçuşların durdurulması, seyahatlerin kısıtlanması, yurtdışından gelenlere 14 gün karantina uygulaması, solunum yolu ile bulaşın önlenmesi, el hijyenine uyumun sağlanması, hastalık konusunda toplumun bilgilendirilmesi gibi bir dizi önlemler uygulamaya konuldu. Bu uygulamaya konulan önlemler sayesinde enfeksiyon bugüne kadar Türkiye'ye girmesi geciktirildi"

"KOVİD-19 ÜLKEMİZDE YAYILMA EĞİLİMİ GÖSTERMEKTEDİR"

Mart ayı ikinci yarısında, ülkemizde ilk KOVID-19 enfeksiyonu görüldü. Hastalığın hızla yayılma belirtileri ortaya çıktı ve KOVID-19 bağlı ilk ölümler gözlendi. Bundan sonraki aşamada; enfeksiyonun yayılmasının durdurulması, hastaların tedavisi, toplumsal olarak korunma önlemlerine uyulmasıdır. Bu aşamadan sonra alınması gereken önlemler; aşama aşamadır; hastalığın ülkemizde yaygınlaşmaması için bir dizi tedbirleri uygulamaya konuldu; toplu bulunan ve sosyal yaşam alanlarına bir dizi sınırlamalar getirildi; okulların kapatılması, kafe, eğlence yerlerinin kapatılması, AVM'lerin ve restoranların hizmetlerinin sınırlandırılması, iş yerlerinde korunma tedbirlerinin artırılması gibi. Toplu taşıma araçlarında ve genel yerlerde temizlik ve sanitasyon önlemlerinin artırılması, hastalık için risk gruplarının (65 yaş üstü, kronik hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi bozuk olan kişiler gibi) evde kalmaları uygulamaya konuldu. Toplumun KOVID-19 konusunda sürekli bilgilendirilmesi sağlanmakta.

KOVID-19 ülkemizde yayılma eğilimi göstermektedir. Bu enfeksiyonun bu aşamadaki kontrolü tamamen halkın bilinçlendirilmesi ve kurallara uymasına bağlıdır. Yani görev toplumumuza düşmektedir. Toplum olarak 'Evde kal, hastalığı yayma, hayatı koru' sloganına uyarsak, bu salgından en az hasar ile çıkarız.

"ŞU AN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA GEREK YOK"

Şu an sokağa çıkma yasağı gibi bir uygulamaya gerek yok olduğu kanaatindeyim. Riskli yaş grubunun evde kalması çok önemli. Çocuklarda ve gençlerde enfeksiyon daha hafif seyirli olmasına rağmen, onlarında hastalığı yayma konusunda önemli rolleri var. Bu nedenle mümkün olduğu kadar herkesin evde kalması önemlidir.

"İKİ HAFTA SÜRE İLE KURALLARA UYULURSA TÜRKİYE NEFESALIR"

Dışarıya çıkma durumlarında ise sosyal mesafenin korunması ( iki kişi arasındaki mesafe en az >1.5 m), hastalık belirtisi olanlara maske takılması, öksürürken ağzımızın tek kullanımlık kağıt mendil ile kapatılması veya dirsek içine öksürülmesi, ellerin yıkanması veya dezenfeksiyonu gibi basit önlemlere uyulması son derece önemlidir. Bu önlemlerin toplum tarafından benimsenmesi, iki hafta süre ile sıkı uyulması Türkiye'ye nefes aldıracaktır.

Hassas grupların dışarıya çıkması önlenirse, gençler de enfeksiyonu yayma açısından hareketleri kısıtlanır ise, toplumsal yaşamda sosyal mesafe korunur, el hijyeni ve öksürürken belirtilen önlemlere uyulur ise, hastalığın yayılımı yavaşlatılır. Hastaların gerekli tedavileri hastanelerde yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan, COVID-19 hastalığından korunma önlemleri ile ilgili görsel medyada yer alan komu spotlarını halkımızın yakından takip etmeleri ve önerilen uyarılara uymaları son derece önemlidir.

Hastalıktan korunma önlemlerine ne kadar sıkı uyarsak, bundan sonraki dönem de daha kontrollü gidebilir, ama uyulmaz ise hastalık yurt çapında kontrol edilemez hale gelir.

TÜRKİYE'DE ÖLÜ SAYISI 30'A, VAKA SAYISI 1236'YA YÜKSELDİ

Türkiye'de dün 9 kişi daha koronavirüsten hayatını kaybetti, 289 vatandaşa daha tanı kondu. Son sayıların ardından vaka sayısı bini geçerek 1236 olurken, vefat edenlerin sayısı ise 30 oldu.

"EVİMİZDE KALALIM, RİSK ALMAYALIM"

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, güncel sayıları Twitter hesabından paylaştı. Bakan Koca, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"Yeni hayatlar kaybediyoruz. Vaka sayıları artıyor. Fakat mümkün olduğunca çok sayıda test yaptığımız unutulmamalı. Tedavi altına alınmış her hastayla, salgının önünü kesmiş oluyoruz. Bugün 9 yeni vefat, 289 yeni tanı var. Evimizde kalalım. Risk almayalım. Hayat eve sığar"

YORUMLAR

  • 0 Yorum