Abdullah Gül ve Ali Babacan hazır: Yeni parti için fazla zaman kalmadı

11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yakın isimler artık yeni parti konusunu saklamıyor. Henüz konuşulmasını istemedikleri konular olsa da yeni parti kurulacağına dair iddialar doğrulanıyor.

Abdullah Gül ve Ali Babacan hazır: Yeni parti için fazla zaman kalmadı
02 Mayıs 2019 - 14:33

Türkiye siyasetine bir bölen olarak adı geçen Abdullah Gül, yeni bir yol ayrımında bulunuyor. 1999 yılında Fazilet Partisi içerisindeki "yenilikçi kanat" içerisinde bulunan Abdullah Gül, bugün o günküyol arkadaşı Tayyip Erdoğan'ın treninde yolculuk yapmıyor. Gül, şu günlerde eski bakanlardan Ali Babacan ile birlikte yeni bir tren yolculuğunun rotasını hazırlıyor.

Kulislerde konuşulanları Gül'e yakın kaynaklara dayandıran gazetecilerden hemen her gün yeni bir bilgi geliyor. Son kulis gazeteci Murat Sabuncu'dan... T24'te yazılar yayımlayan Sabuncu, bugünkü "Gül-Babacan hareketi yakında yola çıkacak" başlıklı yazısında bir kısmı bilinen bir kısmı ise ilk defa duyulan notlara yer veriyor.

"Kaynağım Türkiye’nin yakından tanıdığı, AKP’de de bir dönem önemli görevler üstlenmiş bir siyasetçi." diye yazan Sabuncu, bilgi edindiği kaynağı hakkında şu bilgileri de veriyor: "Hem şu anki AKP yönetimini geçmişten beri tanıyor önemli kısmıyla hâlâ irtibatı var, hem Gül kanadını iyi tanıyor/konuşuyor/haber alıyor."

Sabuncu'nun kaynağından aldığı bilgiler ışığında paylaştığı bilgilerden bazıları şu şekilde:

‘Sistem kaygısını en baştan dile getirdi’: Bugünkü yönetim sisteminin ülkenin hayrına olmadığı, sorunları çözmediği belli. Hatırlayın bunu ilk dile getirenlerden birisi kendisi. 2015 yılında sistem tartışmaları yapılırken ‘Türk tipi başkanlık sistemi olmaması gerekir. Eğer bir başkanlık sistemi olacaksa kuvvetler ayrılığının açık, seçik yazıldığı, gelişmiş demokrasilerdeki hukukun üstünlüğüne dayalı sistem olmalı’ demişti. Bu arada ülkedeki sistem/Anayasa değişirken susan, konuşmayan, eleştirmeyen akademisyeninden politikacısına pek çok kişinin varlığı da üzülsek de kayda geçirilmeli.

Avrupa standartına giderken Asya’ya gerilemek: Hukuktan ekonomiye her alandaki gerileme Türkiye’yi farklı bir lige taşıyor. Dünyadaki algı son derece negatif. Suriye konusunda Türkiye’nin aldığı pozisyon da son dönemde dış politikada yaşadığı özellikle bölgedeki sıkışıklık (ABD-Rusya arasında- M.S.) gelecekle ilgili riskleri artırıyor. Sayın Gül iki noktada uyarılarını yapmıştı. Birincisi Suriye’de ortaya çıkan durumu ‘Afganistan’ın Akdeniz’in kıyısına geldiği’ şeklinde yorumlamıştı. İkincisi ise Türkiye’nin ‘orta gelir tuzağına düşmemesi’ gerektiğini belirterek bunun yolunun ‘soft power’dan geçtiğinin altını çizmişti. Bugün gelinen durum Avrupa standartlarında bir ülke olma hayali-vizyonundan kaos içindeki kimi Asya ülkelerine gerilemek noktası.

S-400 inat değil envanter işi: Yumuşak güç (soft power) dedik oradan devam edelim. S-400’ler konusu. ‘Türkiye egemen bir ülke olarak istediği kararı alır’ deniyor. İyi de bunun egemenlikle ne ilgisi var. Bu bir silah envanteri işi. Sizin envanterinizin neredeyse tamamı NATO’dan. Türkiye’de ve başka ülkelerde radar sistemleriniz var. Bu radarlar ile bu silah ya da Rusya’dan alabileceğinizi söylediğiniz uçaklar nasıl entegre olacak? Bu işler inat değil envanter işi. Tabii bunu ülkede tartışacak/anlatacak kimsenin kalmaması da ayrıca vahim bir durum. (İktidar medyası bu yazının yazıldığı saatlerde Trump’ın temmuzda Türkiye’ye geleceğini iddia ediyordu. S-400’lerin de haziran sonu temmuz başı Türkiye’ye teslim edileceği bildiriliyordu. Eğer haber doğruysa Türkiye S-400’lerden tam vazgeçmese/vazgeçemese bile bir zamanlar Yunanistan’ın S-300’lerde yaptığı gibi alıp sandığa kaldıracak. Tabii bu aynı zamanda Rusya ile ilişkilerin bozulması başta İdlib, Suriye’de Türkiye’nin sıkıntıya girmesi anlamına da gelir. - M.S.)

İmamoğlu’nun üslubu yapıcı: Sayın Gül; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınarken ‘siyaset diline hakim olan nefret söyleminin tehlikesi umarım artık fark edilir’ demişti. Gerçekten de Türkiye kutuplaştırıcı dilden sıkıldı. Bakın CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun kullandığı yapıcı dil toplumda nasıl karşılık buldu.

Tüm bu notları aktardıktan sonra, yazısının sonunda Murat Sabuncu şu ifadeleri kullanıyor:

"Görüştüğüm siyasetçiye herkesin merak ettiği soruyu sordum: Abdullah Gül, Ali Babacan ile birlikte ‘yeni bir parti/oluşum hazırlığında mı?’…Yanıtın bir kısmı yazılmamak kaydıyla idi. Ama şu açıkça vurgulandı: Böyle bir yapı/oluşum için yoğun bir çalışma yapılıyor. Bunun için çok da uzun süre beklenmeyecek. Bir de… Ortaya çıkacak hareketin Ahmet Davutoğlu ile bir bağı bulunmuyor… Önümüzdeki günler belki de birbirinden ayrı düşünen kişilerin/grupların daha demokratik/hukukun üstün olduğu bir ülke için yan yana geldiği kimi hareketleri ortaya çıkaracak."

YORUMLAR

  • 0 Yorum