Temel Karamollaoğlu: İşsizler ülkesi güçlü olamaz

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, sözlerine Balıkesir-Edremit yolunda alev alan ve 1’i çocuk beş kişinin ölümü ile sonuçlanan elim kazada hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, yaralılara ise acil şifalar dileyerek başladı. Parti olarak kongre sürecine girdiklerini belirterek açıklamalarına devam eden Karamollaoğlu, “Ekim ayında düzenleyeceğimiz büyük kongremiz Milli Görüş’ün iktidar yürüyüşünün en önemli adımı olacaktır” ifadelerini kullandı. 

“Güçlü olduklarını ispat etmek için 40 dereden su getiriyorlar” diyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Bizim insanımızı geçici olarak aldatabilirsiniz ama dışarıdakiler her gün röntgenimizi çekiyor, gerçekleri biliyor. Siz de biraz bu bilgilere itibar edin. İşsizliği zirve yapmış bir ülke güçlü olduğunu iddia edemez. Geçen ay ihracatta zirve yapmışız, bir de ithalatı söyleyin, söylemez” değerlendirmesinde bulundu.

BU AÇIKLAMAYI DOĞRU BULMUYORUZ

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, milletvekillerinin geçinemediği yönündeki açıklamalarına değinen Karamollaoğlu, “Elbette vekillerin de ihtiyaçları vardır. Maaşları yetmiyor olabilir. Ancak asgari ücretin açlık sınırında belirlendiği bir ülkede ‘milletvekilleri’ geçinemiyor’ açıklamasını doğru bulmuyoruz” diye konuştu. 

Son günlerin önemli gündem başlıklarından biri olan çevre ile ilgili de konuşan Karamollaoğlu, partisinin il başkanlarına şu talimatı verdi:

“Son zamanlarda çevre başta ülkemiz olmak üzere bütün dünyada önemli bir konu haline geldi. Şimdi ülkemizde bir altın rezervinin olduğu görüldü. Altın siyanürle arandığı için başta Kazdağları olmak üzere ülkemizin doğası tahrip oluyor. Sizler de il başkanları olarak bu konuları takip etmeli ve bunları engellemeli veya doğayı tahrip etmeyecek doğru metotların kullanılması için bir çaba içine girmelisiniz.”

ÇALIŞANIN VE AİLESİNİN İHTİYAÇLARINI GİDERECEK BİR RAKAM VERİLMELİDİR

Ülkemiz çalışma hayatının önemli konularından olan ve milyonlarca vatandaşı ilgilendiren toplu sözleşme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, “Sendikaların verdiği teklifler çalışanları tatmin etmiyor. Sendikalar da bu durumun farkında. Verdikleri tekliflerin yaraya merhem olmayacağını biliyorlar. Ancak tekliflerini hükümetin verebileceği rakama göre hazırlamak zorundalar. Hükümet ise buna rağmen halen daha teklifleri çok buluyor. Hükümetin burada rakamı çok bulmaktan önce yapması gereken, çalışanın alın teri soğumadan ona emeğinin karşılığını vermesidir. Verilecek bu karşılık da çalışanın hem kendisinin hem de ailesinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir rakam olmalıdır.” dedi.

İTHALAT RAKAMLARINDAN HİÇ BAHSEDİLMİYOR

Türkiye’nin güçlü olmadan dış politikada etkili olamayacağını belirten Karamollaoğlu, şunları söyledi:

“Güçlü olduklarını ispat etmek için 40 dereden su getiriyorlar. Bizim insanımızı geçici olarak aldatabilirsiniz ama dışarıdakiler her gün röntgenimizi çekiyor, gerçekleri biliyor. Siz de biraz bu bilgilere itibar edin. İşsizliği zirve yapmış bir ülke güçlü olduğunu iddia edemez. Geçen ay ihracatta zirve yapmışız, bir de ithalatı söyleyin, söylemez. Eğitim ayrı bir sorun. Sağlık giderek ciddi bir problem haline geliyor. Adalete güven kalmadı. Nasıl güçlü ülke iddiasında bulunursunuz.”

DOĞANIN TAHRİP EDİLMEMESİNE DİKKAT EDİLMELİ

Çevre konusunda hükümete de tavsiyelerde bulunan Karamollaoğlu, “Doğayı tahrip ettiğinizde onu geri kazanmak hem çok zaman alır hem de büyük maddi kaynak gerektirir. Buna dikkat edilmesi gerekir” dedi.   Salda Gölü’nün yapılaşmaya açılacağı yönündeki tartışmalara da değinen Karamollaoğlu, “Salda Gölü konusu da umarım ki daha ileri noktaya gitmez. Sayın Emine Erdoğan da yapılaşmaya karşı paylaşımlarda bulundu. Konunun takipçisi olacağını ve bölgenin tahrip edilmeyeceğini ifade ediyor. İnşallah öyle olur.” şeklinde konuştu.

HÜKÜMETİN SURİYE KONUSUNDA İTİBARI KALMADI

Güvenli bölge, barış koridorları önemlidir ama kalıcı bir çözüm değildir. Kalıcı bir çözüm için oturup düşünülmelidir. Eğer hükümet Suriye konusunda adım atarken kendi itibarları ne olacak diye düşünüyorlarsa bilsinler ki bu konuda hiçbir itibarları kalmadı. O yüzden Suriye’de barışı tesis etmenin yolu bulunmalıdır. Çünkü bu bölgeye huzur gelecekse bu ancak Suriye’ye huzur gelmesi ile olur.” şeklinde konuştu.

KİMSE ZORLA GÖNDERİLEMEZ

Açıklamalarının sonunda Suriyeli sığınmacılar ve Suriye ile ilgili son gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

“Suriyeli kardeşlerimiz ülkemizde uzun zamandır bulunuyorlar. İnsanlar kendi hayatlarını ve ailelerinin hayatlarını korumak için sığınacak yer aradı. Komşuları olan Türkiye’ye geldi. Biz de onları kabul ettik. Ama bu kabul etme diğer taraftan hükümetin üzerine vecibeydi. Çünkü Suriye’nin bu hale gelmesinde hükümetin de payı vardı. Şimdi ise geri gönderme tartışmaları yaşanıyor. Suriye’yi onlar için yaşanabilir bir hale getirmeden kimse zorla gönderilemez.