Ayşegül AKDENİZ

Ayşegül AKDENİZ


Evsizlerin Camide Abdest Alıp Namaz Kılmaya Hakları Yok mu?

29 Mayıs 2020 - 16:29 - Güncelleme: 29 Mayıs 2020 - 19:04

 

 

Evsizlerin Camide Abdest Alıp Namaz Kılmaya Hakları Yok mu? 


Buruk ve mahzun geçirdiğimiz bayramın ardından, duyduğum bir haber beni derin düşünceye sevketti.

Haberde 29 Mayıs'ta camilerin açılacağı, bundan böyle cuma, öğlen ve ikindi namazlarının camilerde cemaatle kılınabileceği, fakat şadırvanların kapalı olacağı bildiriliyordu. Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Ali Erbaş, vatandaşlardan evlerinde abdest alıp camiye gitmelerini istiyordu. Ben de buradan Sayın Başkanımıza sormak istiyorum: Ya kalacak evi olmayan, yoksulluktan dolayı sokakları mesken edinen evsizler camiye gidip namaz kılmak isteyince nerede abdest alacaklar? Şu pandemi döneminde bile yok sayılan evsizlerin abdest alıp namaz kılmaya da mı hakları yok? 

***

İmamların da dahil olduğu bir ilmî çalışma whatsapp grubumuz var. Orada imam arkadaşlara camilerin abdesthaneleri açık mı ve ücretli mi diye sordum. Bir arkadaş selatin camilerde ücretsiz, diğerleri ücretli diye cevap verdi. Bir başka arkadaş ise Zeytinburnu'nda cami tuvaletleri ücretsiz, fakat şu anda kapalı diye yazdı. 

Bu meseleyi birkaç yönden ele alabiliriz. 

Ben pandemi döneminde iki defa İstoç'un karşısındaki bölge idare mahkemesine gitmek durumunda kaldım bir işimden dolayı ve orada lavabolar açıktı. Peki camilerde neden açık değil? Tedbir amaçlı kapalıdır muhtemelen, ama burada tedbir tuvalet ve şadırvanların kapatılması olmamalı. Zira namaz vakti esnasında dışarıda olan ve eve yetişme imkânı bulunmayan biri eğer camide abdest alamazsa namazı geçer, kazaya kalır. Öte yandan evinden abdestli çıkan ve camiye giden birinin de her an bir şekilde abdestinin bozulması ihtimali vardır. Hatta namazda bile kişinin abdestinin bozulma ihtimali bulunduğundan, fıkıhta, cemaatle namaz kılınırken namazda abdesti bozulan kişinin hemen gidip abdest tazeleyip, cemaatle namaza devam edebileceğine dair bir bölüm vardır. Bununla beraber cemaate ve cumaya iştirak edenler içinde hastası var, 60 yaş üstü olanı var, yani belli bir yaştan sonra abdest tutmakta zorlanan insanlar var. Özellikle şeker hastalığı gibi hastalıkları olanların -istem dışı- sık abdest bozma gibi bir sorunları olabiliyor. Bu, insanın elinde olmayan bir durum. Mesela umre rehberliği yaptığım dönemden aklıma gelen birçok örnek var: 

Rehber olarak gittiğim son umre seyahatimde, umremizi yapmak üzere grupça Mescid-i Haram'a gittik. Tavaf esnasında bir kişi abdestinin bozulduğunu, bir kişi de abdest tazeleme ihtiyacı duyduğunu söyledi. Tavafın yarısında tavaftan çıkıp, abdest alma ihtiyacı duyanların abdest almalarından sonra tavafa kaldığımız yerden devam ettik. 

Başka bir zaman ise, yakın mesafedeki otelin avlusunda abdestlerini alıp hazır vaziyette bekleyen yeni gelmiş gruba umreye ilgili bilgi verdikten sonra mescide doğru yola çıktık. 5-10 dakikalık yürüme mesafesi vardı. Bir bayan,  elinin kanadığını ve abdest alması gerektiğini söyledi. Grubu mescidin girişinde, belli bir yerde bıraktık. Onlar namaz kılarken, ben
abdest alma ihtiyacı olan hanımı
dışarıdaki abdesthaneye götürüp, abdestini aldıktan sonra grubun yanına götürdüm. Daha tavafa başlamadan, bir başkası mahçup bir şekilde -karın ağrısı diye tarif ettiği- sorunu sebebiyle abdest alması gerektiğini söyledi. Onu da mescidin içindeki abdesthaneye götürüp abdest almasına yardımcı olduktan sonra tavafa başlamış olan gruba yetiştirdim. (Hatta bu durumların çok sık yaşanmasından dolayı umrecilerin sıkıntı yaşamaması için
-bir umre rehberi olarak- 'tavaf cankurtaranı' tekniğini geliştirdim.)

Dolayısıyla kısa süre önce abdest almış olsa bile, tavaf ya da namaz esnasında dahi -diyanet veya devlet yetkilileri de dahil- her an herkesin abdesti bozulabilir veya abdest tazeleme ihtiyacı hissedebilir. Zira bu gayriihtiyari meydana gelen bir durum. Onun için tuvalet ve şadırvanların kapalı olması hiç ama hiç normal bir durum değil. Eğer virüs sebebiyle tedbir alınması gerekiyorsa -ki elbette gerekir- , belediyelere talimat verilmeli ve her ilçe belediyesi kendi sınırlarındaki camilerin tuvalet ve şadırvanlarına bol bol sıvı sabun ve dezenfektan koymalı. Abdest öncesi eller sabunla yıkanmalı, abdest sonrası ise dezenfektanla iyice temizlenmeli. Yoksa tuvalet ve şadırvanların kapalı olması insanlar için büyük sıkıntı sebebi olur. 

***

Bir diğer sorun da tuvaletlerin ücretli olması. Bunun da iki yönü var. Bir yönü tuvaletleri kullananlarla alâkalı. Günümüzde asgari ücretle ev geçindiren de var, işsiz olan veya işten çıkarılan da. Bizim için hiç önemli olmayan bu 1 lira, bu insanlar için halk ekmekten alacakları 1 ekmek parası, yani önemli bir para demek. Öte yandan evi ve işi olmayan, sokakta yaşamak durumunda kalan birinin zaten cebinde 1 lirası da yoktur. 

İşin diğer yönü de o 1 liralarla geçinen tuvalet bekçileriyle alâkalı. 

Geçmişte 1 liralık tuvalet parası için kavga çıktığını duymuştum birinden. Birden bunu hatırladım ve internetten bakıp mesele neymiş iyice anlayayım dedim. Hadiseyi okuyunca da içim cız etti. Zira Maslak'taki bir caminin 40 yaşındaki tuvalet bekçisi, 1 liralık tuvalet parası kavgası yüzünden öldürülmüş. Gencecik karısı dul, küçücük bebeği yetim kalmış. 2016 haziranında cereyan eden hadiseyi maktulun eşi gözyaşlarıyla anlatıyor:
'İftar edip namaz kıldık, sonra eşim aşağıdan ses duydu ve biri geldi herhalde deyip aşağıya indi.' (İftar ettik dediğine göre büyük ihtimalle hem de Ramazan ayında işlenmiş cinayet.)

O 1 lira adam için çok önemli olduğundan gidip tuvaletten çıkan kişiden 1 lira istiyor. Bozuk yok cevabını alınca da,  'Biz de bu parayla geçiniyoruz. Herkes böyle yaparsa ne olacak?' gibi sözler söyleyerek ısrarla 1 lirasını talep ediyor ve 'Bozuk yoksa ver bozdurayım o zaman' diyor. Bunun üzerine çıkan kavgada adamcağız tek kurşunla pisi pisine öldürülüyor. Nereden bilecekti adam peşine düştüğü o 1 liranın ölümüne sebebiyet vereceğini?.. Adamcağız o 1 liralarla geçinmeye mecbur edildiği için ısrarla parayı istemiş ve kavganın sonucu cinayetle bitmiş. 

O zamanlar annesinin kucağındaki (5-6 aylık olduğu anlaşılan) pembe giysili bebek, şimdi babasız büyüyen 4.5 yaşlarında bir kız çocuğu... Ne kadar yazık!..

***

Camilerin tuvaletleri bir kamu hizmeti olarak ücretsiz olmalı ve camilerde tuvalet bekçisi değil, temizlikten sorumlu bir görevli bulunmalı. Belediyeler nasıl ki çöp toplayan işçilerin ücretlerini aylık olarak ödüyor, bu görevlilerin de ücretlerini aylık olarak ödemeli, bu insanlar tuvaleti kullananların ödediği 1 liralara muhtaç edilmemeli. Aynı şekilde cami tuvaletlerini kullanmak zorunda kalan garibanlar da onlar için 1 ekmek parası anlamına gelen 1 lirayı tuvalet için harcamamalı.   

Yetkililerden bu basit gibi görünen, ama aslında çok önemli olan sorunlara yönelik çözüm üretmelerini talep ediyor ve gerekenin yapılacağını umut ediyorum. 

 

Eğitimci-Yazar / Sosyolog ve Aile Danışmanı Ayşegül Akdeniz

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum