Doç.Dr.Necmettin ÇALIŞKAN

Doç.Dr.Necmettin ÇALIŞKAN


Şırnak İzlenimleri

14 Mayıs 2019 - 06:21

Geçtiğimiz hafta Şırnak Üniversitesi’nin ev sahipliğinde yapılan “Uluslararası İktisadi ve İdari Bilimler Kongresi” vesilesiyle Şırnak’taydık.

Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde bazı yerler için kullandığı “kahve tepsisi bile düz durmayacak yer” şeklindeki tanıma uygun dağlık bir yer Şırnak.

Hz. Nuh’un tufandan sonra gemisinin karaya oturduğu yer olarak tahmin edilen “Sefine Tepesi” Cudi Dağı’nın tepesinde hâlâ duruyor. Şehir coğrafi ve tarihi özellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor.

Yaşanan olaylar bölgeyi derinden etkilemiş. Şehre giden yollar eskiye nazaran hayli iyileşmiş. Bununla beraber acı bir gerçek de şu; geleneksel doğu kültürünün kıyafetlere yansımasının değişimi kadar fiziki değişim de söz konusu. Artık bilinen tek katlı evlerin olduğu eski Şırnak yok. Beton yığınlarından oluşan yüksek katlı apartmanların bulunduğu bir şehir var. Bu da yerleşik kültürün ve geleneksel yaşam biçiminin hızla değişti(rildi)ğine bir işaret.

Yaşanan sıkıntılı dönemde Şırnak’ın birçok yerlisi şehir dışına taşınmış, dönenler olmakla birlikte, dönmeyenler çoğunlukta. Yani şehrin dokusunda da bir farklılaşma ve yabancılaşma söz konusu. Bölgede hendek olayları ve yapılan operasyonlarla ciddi tahribat yaşanmış. Şimdi yaralar sarılıyor. Ne var ki yeni bir sosyal mühendislik operasyonunun devreye girdiğini görüyoruz. Devlet imkânları seferber edilerek konut sorunu çözülme yoluna gidilmiş ama ciddi bir betonlaşma göze çarpıyor.

Şehir, artık eski mahalle kültürü yok edilmek üzere dizayn ediliyor. Tabi buradaki amaç şu;   insanları apartmanlara toplayarak hem kontrolü sağlamak hem de dejenere etmek. Bunun kime yarayacağı da meçhul. Yerli halkın bundan pek memnun olmadığı açık.

İşin kötü tarafı; şehir, deprem kuşağı ve heyelan bölgesi üzerinde duruyor. Bu risklere rağmen, iddialara göre de -yeterli tedbirler alınmadan- yüksek binalar inşa edilmiş. Bu durum büyük tehlike olarak görülüyor. Hatta bazı apartmanların zemininin kaydığı söyleniyor. Şikâyetlerin yapıldığı ancak kulak asılmadığı belirtiliyor.

Esasen apartman hayatının bölge insanının yaşam tarzına uygun olmaması da sancılı bir değişimi beraberinde getiriyor

Çevrede ciddi bir askeri hareketlilik ve helikopter ile lojistik faaliyetleri yoğun olarak devam ediyor. Son dönemde ülkenin her yerinde görmeye alışık olduğumuz güvenlik noktası, burada daha yoğun olarak var. 

Burada hayat, diğer şehirlere nispetle durgun görünüyor. Ticaret hayatı neredeyse birkaç kahvehane ve lokantayla sınırlı. Bunlarda bölgede bulunan emniyet, özel harekât, istihbarat, uzman çavuş, öğretmen gibi kamu görevlilerine hizmet ediyor.

Şehrin ekonomi çarkı, burada ikamet eden güvenlik güçleri ve diğer bürokrasi vasıtasıyla dönüyor. Görevliler doğu tazminatı aldığı için gelir düzeyi yüksek. Zaten bu gerekçe onları burada tutuyor.

Şırnak’ta merkezle pek de ilgili olmayan kömür ocakları gibi istisnalar hariç, neredeyse üretim ve işletme yok. Bu nedenle bazı politikalar gözden geçirilmeli. Özellikle verimli arazilerle, tarım ve hayvancılık potansiyeli değerlendirilmeli. Yıkılmış bölgeye yeni yerleşim kurarken başka ilkeler de göz önünde bulundurulmalı. Zira ilde görev yapan her memur, asker ve polis tayin istemek için gün sayıyor.

Son olarak; Şırnak gibi bir yerde böylesine bir organizasyon önemliydi. Emeği geçen Sn. Rektör Prof. Dr. M. Emin Erkan, Kongre Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Sugözü başta olmak üzere değerli çalışma arkadaşlarına ev sahiplikleri için teşekkür ediyoruz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum