Doç.Dr.Necmettin ÇALIŞKAN

Doç.Dr.Necmettin ÇALIŞKAN


Barış Pınarı, Kıbrıs ve Trump

18 Ekim 2019 - 18:22

Tarihi günler yaşıyoruz. Ülkemiz teröre karşı büyük mücadele yürütüyor. Adı konmasa da büyük bir ateşin tam ortasındayız. Yazı -kaleme alındığı saatler itibariyle- askerimiz seferde, bir operasyonda, yürekler ağızda. Böyle bir dönemde iyi niyetli de olsa birliğe zarar verecek destek dışı herhangi açıklama ve değerlendirme yapılmaz, yapılmamalıdır. Tabii böyle günler dostun, düşmanın; hainlerin, vatanseverlerin; akıl sahiplerinin, çılgınların; gözünü kin/intikam bürümüşlerle vicdan sahiplerinin mukayese edileceği/seçileceği günlerdir. Millet olmanın gereği, ülkenin menfaatleri/çıkarları için çalışmak hep birlikte ülkenin geleceğini düşünmektir. Bu durum mantıklı düşünmeye engel olmamalıdır. Ne demek istediğimizi örneklendirmek gerekirse; Kıbrıs tarih boyu bu milletin vazgeçilmezleri arasında yer almıştır. Ne var ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yürütülmekte olan Barış Pınar Harekâtı’na karşı talihsiz beyanları olmuştur. Elbette bu açıklama kabul edilemez, ancak bu açıklama üzerinden Türkiye’de halkın büyük bir infiale sevk edilerek “Kıbrıs düşmanlığı”na doğru evirildiğini üzülerek görüyoruz. Buna asla müsaade edilmemelidir. Acaba gizli eller Türkiye’nin bu vesileyle Kıbrıs ile de düşman olmasını mı planlamaktadır? Dünyada yalnızca Türkiye’nin tanıdığı bir ülke olarak, “yavru vatan” sınırlarımız dışındaki tek toprak parçamız Kıbrıs’a karşı düşmanlığa sevk edecek tutum ya da bakış açısı doğru değildir. Unutmayalım, “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” var. Hele de Kıbrıs asla vazgeçilemeyecek davamızdır. Kaldı ki halkının da tepkisini çeken bir talihsiz beyan, Kıbrıs’ı elden çıkarmamıza neden olmamalıdır. Birlik ve beraberliğimizi zedelemeyelim. Sorgulanması gereken başka bir husus da Barış Pınarı Harekâtı ile Azerbaycan, Pakistan ve Katar dışında diğer Müslüman ülkelerin karşımızda olmasıdır. Hepsinin birlikte bu tavır içerisine girmesi ürkütücüdür. “Nasıl oldu da tüm kardeş bildiğimiz ülkeler bize karşı tavır aldılar. Ya da şu veya bu şekilde ikna edemedik?” sorusunu sormalıyız. Bir başka soru işareti de sosyal medyada attığı mesajlarla fırtına koparan, sürekli zikzak çizen ABD Başkanı Trump’ın anormal tutumlarıdır. Trump’ın Türkiye’yi tehdit ederken sarf ettiği, “Türkiye'yi yakından izliyorum, çizgileri aşarlarsa mahvederim” sözü ne anlama geliyor? Bu çizgi ne çizgisidir? Ayrıca nasıl oldu da BM’deki oylamada hem Rusya hem Amerika birlikte Türkiye aleyhine verilen kararı veto etti. Rusya ve Amerika’nın operasyondan nasıl bir beklentileri var? Trump’ın sürekli fikir değiştirmesi nasıl yorumlanmalı? Hâlâ Barış Pınarı Harekâtı’nı destekliyor mu karşısında mı ya da ne kadarını destekliyor tam olarak bir muamma. AK Parti Genel Başkanvekilinin, “Operasyonun her adımı öncesi Amerika'ya bilgi veriyoruz” sözüyle, bir başka parti yetkilisinin de, “Her şeyi Amerika’nın çıkarları doğrultusunda yapıyoruz” sözleri çok talihsiz beyanlardır. Vuracağımız yerleri PKK’nın hamisi ABD’ye bildirmenin nasıl bir amacı olabilir? Ya da hangi mantıkla yapılıyor? Hiç olmazsa Barış Pınarı Harekâtı bitene kadar İncirlik Hava Üssü’nün kapatılması düşünülemez mi? Düşmanlar neyse de dost ve kardeş bildiklerimizi yanımıza alamaz mıyız? Duamız; kınalı kuzuların ayağına taş değmesin, sağ salim evlerine dönsünler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum