Elbette bazı tarihi günler vardır. Bunlar hayatın dönüm noktalarıdır. Bu açıdan partilerin dönüm noktaları da kongreler, seçimler, iktidar oldukları veya iktidardan düştükleri günlerdir. İşte Saadet Partisi'nin büyük kongresi de böyle bir güne örnektir.
Öncelikle şunu ifade edelim ki gerçekten muhteşem ve verimli bir kongre oldu. Saadet Partimizin kuruluşundan bugüne kadar düşünüldüğünde en kalabalık kongresiydi.
Kongre, misafir bir devlet adamının gözüyle “iktidara namzet bir partinin kongresi gibiydi”. Katılımcı sayısı, coşkusu, organizasyonu ve kadroları gayet yerindeydi. Yaşanan bu muhteşem coşku ufak tefek yaşanan aksaklıkları da perdeledi.
3 Kasım Kongresi Saadet Partisi için yeni bir sürece girişin ilk sinyallerini verdi. Zira Genel Başkan’ın son süreçte başlattığı hak, adalet, özgürlük ve kalkınma söylemleri ile partinin kucaklayıcı ve bütünleştirici tavrı birleşince Türkiye'nin “model rolü” olarak Saadet Kongresi'nde karşılığını buldu.
Saadet döneminde ilk defa bir kongrede bu kadar geniş katılım sağlandı. Çok önemli yeni isimlerle kadrolar takviye edildi. Böylece Saadet Partisi Genel İdare Kurulu hem güçlendirilmiş hem de gençleştirilmiş kadrolara ulaştı. İnsanın olduğu her yerde hata olabileceği varsayımını bir kenara koyarak belirtelim ki listelerin güncellenmesi büyüme açısından çok önemliydi.
Kongreye ilk defa -bölünmeden sonra- bu kadar çok sayıda eski milletvekili(miz) katıldı. Deyim yerinde ise kongrede aslında büyük bir dönüşüm yaşandı. Partinin geleceği açısından oldukça önemli olan bu havanın kamuoyunda ciddi bir etkisi hissediliyor. Yeni oluşan GİK listesinde pek çok meslek erbabının yanı sıra eski bakanlar ve milletvekilleri, akademisyenler ve kanaat önderi şahsiyetler yer aldı.
Pek çok yeni isimle birlikte Eski İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin’in ki -malumunuz üzere- kendileri ülkenin son yirmi yıldaki en önemli siyasi aktörlerinden biridir. Ak Parti içerisindeki geçmiş rolünü düşündüğümüzde bunun Saadet’in geldiği nokta açısından değeri daha iyi anlaşılacaktır.
Niyet okumak işimiz değildir. Ancak görünen köy de kılavuz istemez. Kongrenin etkisiyledir ki korku bacayı sardı, aylardır kimsenin gündeminde olmayan hastane fotoğrafları bir anda servis edildi! Saadet’in, zeminini sağlam temellere oturtmak üzere gerçekleştirdiği kongreyle, geleceğin provası gerçekleşmiş oldu. İçe ve dışa dönük mesajlar ile partinin genel dinamizmine ciddi katkılar sağlandı. Ayrıca genel merkez binası ile ilgili yaşanan sancılı süreçten ne kadar güçlenerek çıktığını da göstermiş oldu. Parti çöküşe geçecek diye ellerini ovuşturanların da hayalleri suya düştü.
Kongre, parti içi dinamikler/teşkilat açısından hoş bir hava doğurduğu kadar tatmin edici bir netice verdi. Aynı ideal ve heyecanla, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, yediden yetmişe her kesimden insanın, tecrübe ve dinamizmini birleştirmeyi başarma gayretini gösterdi.
Tabii ki listede eksiklikler olabilir, listeyi beğenmeyenler olabilir. Ancak bu işlerin kırgınlıkların dile getirileceği yerler; uluorta meydanlar, sosyal medya alanları değildir. Bu tür davranışlar listenin haklılığını ortaya koyar.
Özetlemek gerekirse; başkaları da kongre yapar. Ya kavgaları öne çıkar ya da tek yetkili merci tarafından kimler silinecek diye merakla beklenir. İşte bu nedenledir ki, temiz bir maziye sahip, geleceğe ferasetle bakan Saadet’in vereceği mesaj, belki de en çok merak edilendir.
Ne tevafuk ki 3 Kasım, yakın tarihimizde önemli olaylarla hatırlanacak.
YORUMLAR